Akademisyenlerimizin Yayınları
Prof. Dr. Bedia Demiriş'in Latince Fiil çekimlerini en ince ayrıntısına kadar incelediği ve detaylandırdığı çalışma hem Latince öğrencileri hem de Latince'yi merak edenler için bir başvuru kitabı. Latince'nin kelime çeşitleri arasında en önemli yeri tutan kelimelerden biri olan fiiller: varlıkların yaptıkları işleri, oluşları, hareketleri ve içinde bulundukları durumları bildiren ve kişi, zaman, yargı belirten kelimelerdir. Türkçe'de olduğu gibi Latince'de de fiiller cümle içinde yüklem görevinde bulundukları zaman tek başlarına basit bir cümle oluşturabilen, bir düşünceyi, yargıyı, durumu ifade edebilen kelimelerdir. Latince'yi yeni öğrenmeye başlayanlar için hazırlanmış olan bu çalışma Latince'nin gramerinde önemli bir yeri olan fiillerin özelliklerine göre gruplandırılışı, kip, çatı, zaman ve şahıslara göre aldığı değişik biçimler (fiil çekimi) ve fiillerden yapılan diğer yapıların şekilsel özellikleri üzerinedir; Latince'de fiillerin cümle içinde kullanılışları ile ilgili bilgilere bu çalışmada yer verilmemiştir. Oluşturulan çekim tablolarında her bir gruptan örnek bir fiil alınarak var olan bütün kip, çatı ve zamanlarında çekimi yapılmış, ayrıca fiillerden isim ve sıfatların nasıl oluşturulduğu da gösterilmiştir. Çalışmanın sonunda Latince'de en çok kullanılan fiiller abecesel olarak (Latince-Türkçe) yer almaktadır. Küçük bir fiiller sözlüğü niteliğindeki bu bölümde, her bir fiilin yanında parantez içinde verilen sayı ve açıklamalar o fiilin hangi çekim grubundan olduğunu ve özelliklerini belirtmektedir. Böylece her bir fiilin ait olduğu grubun örnek fiilinin çekimine gönderme yapılarak istenen fiilin istenen kip, çatı ve zamandaki çekimleri ve o fiilden kurulacak çeşitli yapıların oluşturulması kolayca mümkün olabilecektir.
-
İnsanlık tarihinin İÖ 3. binden İS 6. yüzyılın sonuna kadar uzanan zaman dilimi bilim adamlarınca eskiçağ olarak isimlendirilmiştir. Sizlere sunulan bu eser eskiçağ zaman diliminden bir tarih yazarını konu edinmiştir. Sözü edilen yazar Eski Roma'nın Patavium doğumlu tarihçisi Titus Livius'tur. Çalışmanın amacı, yaşadığı tarih dilimi yaklaşık olarak İ.Ö. I. yüzyılın sonu ile İ.S. 1. yüzyılın başı olarak belirlenen tarih yazarı Titus Livius'u aşağı yukarı 21 yüzyıl sonra bir başka gözle yeniden değerlendirmektedir. Zamanımızdan çok uzak yüzyıllarda yaşamış olmakla beraber kendi zamanının bu çok ünlü yurtsever tarihçisinin herşeyden önce bir insan olarak benimsediği pek çok değerlerin yüzyılımızda da geçerliliğini sürdüren evrensel değerlen olduğunu görmek aradaki zamansal uzaklığı, ortadan kaldırmasa bile, onun zamanını yaşadığımız zamana yaklaştırarak onu ve yazdıklarını daha iyi anlamamıza ve yorumlamamıza olanak sağlamaktadır.
Bu Latince gramer kitabının asıl amacı, felsefe öğrencilerinin ve bu uğraşa gönül verenlerin gereksinimleri doğrultusunda Klasik Latince gramerinin esaslarını öğretmek ve Latince felsefi metinleri çözümleyecek bilgi donanımına sahip olunmasına yardımcı olmaktır. Dolayısıyla bu kitapta Latince grameri belirli bir dil bilgisi olan kişilerin anlayacağı şekilde basitleştirilerek özetlenmiş; özellikle felsefi terminolojide geçen kelimeler üzerinde durularak basit cümlelerden karmaşık cümle kalıplarına ve metinlere değin gramerin can alıcı noktaları örneklerle gösterilmeye çalışılmıştır.
Descartes'ın kurgusal kılavuzluğunda ilerleyen ve Cicero, Lucretius, Seneca, Descartes, Spinoza gibi ünlü düşünür ve filozoflara ait metinlerden seçkilerle desteklenen bu eser, felsefeyi derinden kavramak ve gerek antikçağ gerekse ortaçağ ve modern dönem filozoflarına ait metinleri özgün dilinden okumak isteyen zihinlere bir davet niteliğindedir.
Batı felsefe geleneğinin temelini oluşturan antikçağ felsefesi, ilk filozof kabul edilen Miletoslu Thales'le başlayıp Roma İmparatorluğu'nun çöküşüne değin sürer. Yaklaşık 1000 yıllık bir dönemi kapsayan bu süreç doğa araştırmalarıyla felsefi düşünmeyi başlatan ilk filozoflardan felsefenin seyrini insana yönelten Sokrates'e. temel taşlarını döşeyen Platon ve Aristoteles'e, Yonan kültürünü Hindistan'daki Indos kıyılarına kadar yayan Büyük İskender'in yel açtığı kültür ikliminde insan hayatına yeni bir yön vermeye çalışan Epikuros ve Stoa okullarına ve Platon felsefesini yeniden yorumlayıp zenginleştiren Yeni-Platonculuk ile erken dönem Hıristiyan düşünürlerine değin uzanır.
Felsefenin doğduğu, gelişip serpildiği bu süreç insan, tanrı, doğa, evren, ahlak, siyaset, toplum gibi belli başlı konularda felsefe tarihi buyunca tartışılacak en temel soruların belirlendiği, tartışmaya açıldığı dönemdir. Öyle ki, felsefe tarihinin en önemli filozoflarından Hegel'e, "Yunanların arasında kendimizi evimizde gibi hissediyoruz" dedirtecek; zihninde adeta bütün bir antikçağı Platonun şahsında felsefe kavramıyla Özdeşleştiren Ralph Waldo Emerson'a, "Platon felsefedir, felsefe de Platon" diye yazdıracak denli her filozofun, düşünürün, edebiyatçının yuvası bildiği bir dönem.Antikçağ felsefesini, kültürü ve edebiyatıyla bir bütün olarak ele alan ve onu Eski Yunanca ve Latince metinler üzerinden inceleyerek anlatan bu eser salt bir felsefe tarihi olmanın ötesinde felsefenin derinlerine bir yolculuk, sürükleyici bir düşünce serüvenine davettir.
- İnsan ya delirir ya da şiir yazar.(Horatius, Sermones, 2.7.117)Semper similem ducit deus ad similem.Tanrı hep benzerleri benzerlerine çeker.(Erasmus, Adagia, 1.2.22)Lupus est homo homini.İnsan insanın kurdudur.(Plautus, Asinaria, 495)Rebus me non trado, sed commodo.Kendimi olaylara kaptırmam, ancak ödünç veririm.(Seneca, Epistulae Morales, 62.1)