Yeni Yayınlar

Magna Charta seu Magna Charta Libertatum  Büyük Sözleşme ya da Özgürlükler Sözleşmesi

Çeviren: Çiğdem Dürüşken


9786051714608Büyük Sözleşme (Magna Charta) ya da diğer adıyla Özgürlükler Sözleşmesi (Magna Charta Libertatum), İngiltere kralı Yurtsuz John ile Papa III. Innocent ve İngiltere’nin toplumsal ve siyasi yaşamında sözü geçen büyük toprak sahipleri, yani baronlar arasında siyasi, hukuki ve ekonomik alanlarda varılan mutabakatın ortaçağ Latincesiyle kayda geçirilmiş ve 15 Haziran 1215 tarihinde, Thames nehri boyunca uzanan Runnymede vadisinde kraliyet mührüyle damgalanarak onaylanmış belgesidir. Baştan sona okumuş olmasa bile herkesin bir şekilde haberdar olduğu bu ünlü bağımsızlık sözleşmesi, ilk bakışta kral ile baronlar arasındaki ilişkileri düzenliyor ve dönemin İngiltere’sindeki yerel ve gündelik sorunlara çözüm getiriyor görünse de, aslında kralların keyfi yönetimlerine ve baskıcı uygulamalarına karşı temel bireysel hak ve özgürlükleri güvence altına alması, kralın yetkilerini sınırlayarak ona hukukun üstünlüğünü kabul ettirmesi bakımından, tarihin karanlık dehlizlerini aşarak günümüze ulaşmayı başarmış önemli bir hukuk mirasıdır.


-Arka Kapak-


Dürüşken, Ç. (çev.) (2017). Magna Charta seu Magna Charta Libertatum: Büyük Sözleşme ya da Özgürlükler Sözleşmesi, İstanbul: Alfa Yayınları.






Historia: Antikçağda Araştırma Fikrinin Doğuşu


Eyüp Çoraklı


historia-antikcagda-arastirma-fikri


“Felsefe-bilimin başta gelen etkinliği olan akılyürütmenin işleyişini sağlamak üzre Aristoteles, tarihte ilk kez dilden hareketle mantığı vücuda getirmiştir. Duyular ile duygulardan tamamıyla tecrid edilmiş akılyürütmenin doğru düzgün işleyişlerine ilişkin kuralların tesbit ile tayin olundukları mantık, felsefe-bilimin öncelikle felsefe kısmının olmazsa olmazı, zorunlu ruhsatıdır.
Mantığa esâslanmamış bir cümle felsefî addolunamaz. Aynı şekilde mantığın üç kolundan biri olan matematik temelli ve dilli olmayan bir ifâdenin bilimsel sayılamayacağı gibi. Bu, neden böyle? Felsefe-bilimden beklenen bilgidir de ondan. Elde edilen, ilgili ve eğitimli olan herkesin üstünde sallantısızca anlaşabileceği, tereddütsüzce ittifak edebileceği bilgi olmalıdır. Gündelik yaşayışımızda dayandığımız, düzayak, yalınkat düşünmelerin ürünü kendisiyle iş gördüğümüz bilgiden katlanarak düşünme (réflection) sonucu kanıtlanırlığı, belgelenirliği, deneylenirlik ile sınanırlığı hâiz felsefe-biliminki tamamıyla farklıdır. Yine gündelik yaşayışımızdakinden ayırtetmek maksadıyla felsefe-biliminkine biçimsel (formel) yahut biçimselleştirilmiş (formalisé) bilgi diyoruz.”
–Teoman Duralı, Giriş’ten-


Çoraklı, E. (2017). Historia: Antikçağda Araştırma Fikrinin Doğuşu, İstanbul: Alfa Yayınları.